|
|
|
|
MARDİN TANITIM SİTESİNE HOŞGELDİNİZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
www.medeniyetlerbesigimardin.tr.gg
|
|
|
KIZILTEPE
Milattan önceki değerleri tarihi süreç içerisinde günümüze taşıyan, önemli yerleşim yerlerinden biri olan Kızıltepe'nin bilinen en eski adı Dunaysır'dır. Kızıltepe İlçesi Artuklular döneminde Urfa ve Diyarbakır'ı Musul'a bağlayan yollar üzerinde bulunan canlı bir ticaret ve konaklama merkezidir. 13. yüzyılın başlarında birkaç kez Eyyübiler tarafındanyağmalanmış, daha sonra Selçuklu, İlhanlı, Memluk, Karakoyunlu,
Akkoyunlu ve Timur yönetimlerinde kalmıştır. l5.yüzyılda
Karakoyunlularla Akkoyunlular arasında el değiştirmiştir.
l6.yüzyılda Safeviler'in egemenliğine girmiştir. 1515' te Bıyıklı
Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından
fethedildiği tarihte ilçe İran hâkimiyetindedir.
1517' de Osmanlı topraklarına katılan ilçe Artuklular döneminde çarşı,
han, hamam, cami ve medreseleriyle önemli ve
zengin bir yerleşim merkezi olmasına rağmen sürekli yağma ve savaşlar
nedeniyle zenginliklerinin birçoğunu kaybetmiştir.
Osmanlı döneminde Nahiye olan ilçemiz, Cumhuriyetin ilanından sonra
1929 yılında Koçhisar ismi ile Mardin İline bağlı ilçe
statüsüne kavuşmuştur. 1931 tarihinde ise Koçhisar olan ilçenin adı
''Kızıltepe' olarak değiştirilmiştir.
İlçedeki tarihsel yapıların tümü Artuklular döneminden kalmadır.
Bunların en önemlileri Kızıltepe Ulu Camii,
Harzem Tacettin Mesud Medresesi (Ziyaret köyünde),
Tarihi Taşköprü ve Şahkulubey Kümbeti.
NUSAYBİN
Mor Yakup’ta üçboyutlu taş işlemelerinin, taşları insanüstü bir gayretle sanat harikalarına
dönüştüren sanatçıların diyarı Nusaybin ... Dünya’ya ışık tutacak bilinmeyen medeniyetlerin
tarihinin sedef kakmalı hazine sandığıdır Gırnavaz... Güzelliklerin, tarihin görkemleştirdiği
Nusaybin, ovadaki yeşil kilimdir sanki Zeynel Abidin’e göz kırpan..
Nusaybin nüfusu 2013 yılına göre 115.380'dür. Bu nüfus, 57.403 erkek ve 57.977 kadından oluşmaktadır.
üzde olarak ise: %49,75 erkek, %50,25 kadındır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Akarsu, Duruca ve Girmeli kasabalarında dört belediye idaresi vardır.
Çağ çağ deresinin hayat verdiği Nusaybin’de pamuk ve tahıl tarımı önemlidir. İlçemiz çok güzel bir mesire
merkezidir.
Nusaybin’in bir diğer dikkate değer özelliği de yer altı zenginliğidir. Petrol çıkarılan bölgelerdeki gelişmişlik
dikkati çeker. Suriye ile sınır ilçesi olması itibariyle zengin bir sınır ticareti potansiyele sahiptir.
MİDYAT
Midyat'ın coğrafi olarak konumu, doğusunda Dargeçit ilçesi, batısında Ömerli ilçesi,
kuzeybatısında Savur ilçesi, kuzeyinde
Batman iline bağlı Gercüş ilçesi, güneyinde Nusaybin ilçesi, güney doğusunda ise
Şırnak iline bağlı İdil ilçesi yer almaktadır.
Bu ad, ibadet edenlerin dağı, diyarı anlamında kullanılır. Bu bölgenin yüzölçümü
10.000 Km2’den fazladır.
İlçenin ismi ve ilk kuruluşu konusunda, değişik görüşler bulunmaktadır.
Bazı kaynaklara göre, İlçenin adı bir çok değişimlerden sonra
Farsça, Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelmiş “AYNA” anlamına gelmektedir.
Başka bir rivayete göre de Midyat,
Mağaralar Kenti anlamına gelen “MATİATE” kelimesinden ismini almıştır.
Bu görüşü ileri sürenler, “MATİATE” isminin
Asur yazıtlarında M.Ö. 9.Yüzyılda geçtiğini ifade etmektedirler.
Bu görüşe paralel olarak Midyat’ta ilk yerleşim yerinin mağaralar
olduğunu gösteren “Elath” mevkiinin (Midyat’a 3 Km. uzaklıkta ve
Acırlı Beldesi yakınında bulunan Ziyaret-Mesire Yeri) Romalılar
döneminden günümüze kadar geldiği söylenmektedir.
1973 Mardin İl yıllığında İlçenin tarihçesi hakkında şu bilgiler yer almaktadır:
Orta Asya’dan göçüp Anadolu’ya gelen Eti Türkleri,
Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat Nehirleri arasında yer alan ve verimli
topraklara sahip olan bölgeye yerleşmişlerdir.
( M.Ö. 2000 yıllarında ) Bölgeden geçişleri sırasında Midyat’ı büyük bir mağara
şehri halinde kurup, hayvanlarını da burada barındırmışlardır.
Midyat'ın altındaki mağaralar o devirlerde barınak olarak kullanılmışlardır.
Bu mağaraların birbirleri ile bağlantıları vardır. Daha sonraları
bu bölgeye Orta Asya Türklerinin öncü göçebeleri olan Komuk Türkleri gelip yerleşir.
Bölgeye gelip yerleşen Komuklar, asırlarca Asurilerle savaşmışlardır.
Bu dönemlerde Asurilerin birkaç defa bölgeyi ele geçirdiği görülmektedir.
Ancak bu istilaları pek uzun sürmez ve her defasında çekilmek zorunda kalmışlardır.
Nitekim Asur Hükümdarı Tıglatninip zamanında Komuklar,
tamamen duruma hakim olmuşlardır. M.Ö. 500-100 yılları arasında bölge,
değişik kavimlerin istilasına uğramıştır. Makedonyalılar, Persler,
Romalılar bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Midyat’ ın asıl meskun hale
gelişi veya bölge olarak kuruluşu Selefkuslar devrine rastlamaktadır (M.Ö.180 Yılları).
M.S. V. yy kadar Hıristiyanlık bölgeye hakim olmuştur. VI. asırdan sonra, İslamiyet’ in
yayılışı ile birlikte Arap akınları başlamış ve VII. yüzyılda
Halit B. Velid orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Abbasiler döneminde bölgede
imar ve kalkınma hareketleri görülmüştür. Midyat köylerinin ekserisi
Harun El Reşit döneminde kurulmuştur. Harun El Reşit’in oğlu Memun’un
Türk-Arap karışımı olarak kurduğu büyük bir ordu Cizre-Mardin eski
patika yolu boyunca yüz karakola yerleştirilmiştir. Mahalmiler böyle doğmuşlardır.
Midyat ve çevresindeki köylere verilen “MAHALMİ” adı buradan gelmektedir.
Mahalmi; yüz mahalle, yüz yer, yüz ordugah anlamına gelir ve bugün de Cizre’den
Mardin’e kadar eski patika yolu, özellikle eski Bağdat yolu üzerindeki
(bu kervan yolu üzerindeki) bu köyler, Türkçe, Süryanice ve ağırlıklı olarak
Arapça karışımı Mahalmice diye tabir edilen bir dili konuşur. Bu köyler:
Söğütlü, Şenköy, Acırlı,Çavuşlu, Sarıkaya, Gelinkaya, Düzgeçit, Ovabaşı,
Ziyaret, Estel Kesimi, Yolbaşı, Sarıköy, Düzova, Yayvantepe, Eğlence, Pelitli'dir.
Mahalmice konuşan bu köylerimizin sakinleri konusunda başka görüşler de vardır.
Bir görüşe göre bunlar, Necef Çölünde yaşayan cengaver ve savaşçı
Benihilal kabilelerinden. Büyük bir kısmının Orta Asyalı Türklerden olduğu da rivayet edilir.
Cizre ile Mardin arasında Midyat bölgesinde yerleştirmekle
Bizans’a karşı hem savunma hem de futuhat politikası takip etmiş olan Memun,
Estel Camii’ni ve Derizbin (Acırlı) Camii’ni inşa ettirmiştir.
Prof. H. Hollerweger’ e göre, Mardin’in doğusuna ve Midyat’ın batısına düşen
Mhalmoye’nin bir çok büyük köyü, 1209 yılından önce Hıristiyanlıktan
İslamiyet’e geçmişlerdir
XI. yüzyılda Artuk Devleti genişleyerek, batıda Halep, doğuda Musul ve Bitlis,
Kuzeyde Harput (Elazığ), güneyde Darzuru içine alır.İşte Midyat da, bu dönemde
Mardin, Hasankeyf ve Musul eyaletleri arasında irtibat vazifesi gören bir bölge olarak
en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Bu tarihte bölgenin merkezi
Derizbin ( Acırlı ) köyüdür. Derizbin beyleri Artukoğullarına bağlı yarı müstakil
bir beylik olarak hüküm sürüyorlardı. Mervaniler ve Eyyübiler’den sonra
Midyat 1535 yılında Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından
ele geçirilmiştir. 1838 yılında Diyarbakır Valisi Ali Paşa tarafından ziyaret edilen
Midyat’ta, bir redif taburu teşkil edilir. 1810 yılında ilçe olan Midyat, 1915’te Cevat Paşa
tarafından imar görülmüştür. Askeri Kışla, Cevat Paşa Camii ve
Ulu Camii bu dönemde inşa edilmiştir.
Midyat nüfusu 2013 yılına göre 105.456'dır. Bu nüfus, 52.891 erkek ve 52.565 kadından
oluşmaktadır.Yüzde olarak ise: %50,15 erkek, %49,85 kadındır
ÖMERLİ
"Bugünün Ömerli ilçesi'nin (eski adıyla Maserti köyü) kimin tarafından ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan arkeolojik çalışmalara göre ilçe merkezi ile Beşikkaya (eski adıyla Fafit) köyünün taş kemer, kubbe mimari yönünden benzerlikleri ilginçtir. Bu mimari tarzını ilk olarak kullanan uygarlıklar Sümerler ve Asurlulardır. Tarihte Yukarı Mezopotamya olarak anılan ve Ömerli'yi de içine alan coğrafyada Asur Devleti kurulmuştur. İlçedeki Yaylatepe (Hıbatok), Göllü, İkipınar, Beşikkaya (Fafit), Maserti harabeleri incelendikçe bu yerleşim yerinin çok eski olduğu bölgenin Asurlar, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Türk İslam Devletlerinin hakimiyetinde kaldığı zaman zaman elde edilen paralardan ve heykellerden anlaşılmaktadır.
İlçe merkezinde tarihi eser olarak Süryanilere ait Süryani Kadim Mor Cırcıs Kilisesi vardır. Ne zaman kurulduğu belli olmayan bu kilise restore edilerek ibadete açılmıştır. Ömerli İlçesi ve çevresi için elde edilen belgelerin en eskileri Asurlara aittir. M.Ö. 1305 - 1274 tarihlerinden kalma kitaplarda Kaşinarı Dağları'ndan bahsedilmektedir.
Bahsedilen bu yer Turabin'i yani Midyat, Ömerli, Mardin ve Cizre Bölgelerini kastetmektedir. Daha sonraki Roma ve Bizans kaynaklarında (Yunan yazarları Arrıanus ve Ptolemaeus'un eserlerinde Masion Dağı tabiriyle Mardin-Midyat Havzası'ndan bahsedilir. Bu havzanın en önemli merkezi de muhakkak ki Fafit (Beşikkaya Köyü) şehridir. M.S.589 tarihinde bu mıntıkada toplu halde Süryani, Nasturi, az miktarda Kildani ve Mahalmi yaşamıştır. M.S.1609 yıllarında Patrik Sotfo zamanında Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Şehrin bir kaç devre geçirdiği yapılan kazılarda alt alta çıkan birkaç bina temelinden anlaşılmaktadır.
Bu kazılar esnasında mozaik tabanlı evler, kuyumculuk sanayinde kullanılan beyaz toz, Asur, Pers, Bizans, Arap ve Osmanlı Devleti'ne ait çeşitli paralar, heykel ve heykelcilik, kilden testi ve küpler üzerindeki çeşitli motifler, resimler, süs eşyaları arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen ürünlerdir. Bilhassa Sümer ve Asurlular heykeltıraşlığa ve kral heykellerine önem verdiği için kazı neticesinde heykellere fazla rastlanması şehrin kuruluşunu eski tarihlere götürür. 1071 Malazgirt meydan muharebesinden sonra doğudan gelen Türk akıncıların, batıya geçerken bu yörede kaldıkları Süryani Kadim tarihinden anlaşılmaktadır.
Ömerli ilçesi (Maserti köyü) Cumhuriyet ilk yıllarında Savur'a bağlı bir bucak iken 1953 yılında ilçe olmuştur. Ömerli nüfusu 2013 yılına göre 15.045'dir. Bu nüfus, 7.720 erkek ve 7.325 kadından oluşmaktadır.
Yüzde olarak ise: %51,31 erkek, %48,69 kadındır. İlçe Nüfus Müdürlüğü Kütükleri incelendiğinde Cumhuriyetin ilanından sonra düzenli nüfus kayıtlarının tutulmaya başlandığı tarihten bu yana Ömerli İlçesinin çeşitli idari yapı ve bağlılık değişiklikleri söz konusu olmakla birlikte, yaklaşık yüz otuz bin kişinin kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
İlçe merkezi (Ömerli), İl merkezine (Mardin) 28 Km uzaklıkta ve il merkezinin doğusunda kalmaktadır. İlçe, doğusunda Midyat, batısında Yeşilli, güneyinde Nusaybin ve İl merkezi, kuzeyinde Savur ilçesiyle komşudur. İlçenin toplam yüzölçümü 409 km2 kadardır.
İlçe sınırları içindeki arazi yapısı, birbirlerini izleyen ters tabakalar şeklinde olup, genel olarak kuzey-güney doğrultusunda bölünmüş derelerin etrafındaki rakımı 1100 ile 800 metre civarındaki tepelerden meydana gelmektedir. Arazi yapısı kapalı olup, boyu 0.50 metre ile 3.5 metre arasında değişen meşelik bitki örtüsüyle kaplıdır. Bitki örtüsünün yoğunluğu kuzeye doğru azalmaktadır. İlçe sınırları içerisinde kaynak veren derelerin de yardımıyla vadilerdeki kısmen düz araziler sulanabilmektedir. İlçede karasal iklim yaşanmaktadır. Yaz aylarında sıcaklık ve yağış düşüklüğü, kış aylarında sert soğuk ve kar yağışı gözlenmektedir
MAZIDAĞI
İlçede genel olarak halkın geçin kaynağı tarım ve hayvancılık faaliyetle-ridir.
Ancak ilçe merkezinin 17 Km
kuzeybatısındaki fosfat yataklarının 1976 yılından sonra işletilmeye başlanması ile
önemli bir çalışma alanı durumunu almıştır.
Mazıdağı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümünde Mardin ilinin 47Km
kuzeybatısında, 1030-1090 metre yükseklikte
ve adını aldığı dairevi dağlar serisinin orta yerindeki düzlükte kurulmuştur. Daha
önceleri Savur ve Derik ilçelerine bağlı bir bucak
iken 9 Haziran 1937 tarihinde ilçe statüsünü almıştır. İlçe 869 Km’lik bir alana sahip
İlçe, Ulaşım koşulları bakı-mından yetersiz bir durum göstermektedir. İlçeyi köy-lerine
bağlayan yollar mevcutsa da
yolların büyük kısmı toprak tesviye ve ham yol olduğundan kış aylarında ulaşım
güçleşmek-tedir. Derik; ilçesine 24 Km
Mardin iline 47 Km ve Diyarbakır iline ise 72 Km'lik asfalt bir yolla bağlanmıştır.
Mazıdağı ilçesinin tarihi özel olarak araştırılmamış ancak yakın çevresindeki büyük
yerleşim yerlerinin tarihinden elde edilen
bilgiler ışığında açıklanabilmektedir. Buna göre ilçe merkezinin bir yerleşim yeri olması
Bizanslılara kadar uzanmaktadır.
İlçenin eski adı ' Şamrah " olup yerleşim yerinin Çam yolu üzerinde olması nedeni ile
bu ismi almıştır. İlçenin 3 Km güneybatısındaki
sarp bir tepenin üzerinde kalıntılarına rastlanan Safran Kalesi ve kalenin çevresindeki
harabelerden anlaşıldığına göre,Bizanslılar döneminde
Diyarbakır’ı Şam’a bağlayan yol üzerinde kurulma olan bu yerleşim yerinin halkı
Süryani dinine mensup idi. V. ve VI. yüzyılda Sasaniler ile
Bizanslılar arasındaki savaşlarda Mardin ile birlikte bu iki kavim arasında bir kaç
kez el değiştirmiş olan Şamrah VII. yüzyılda Arapların
eline geçmiş Hıristiyan Halkın büyük bir kısmı .Müslümanlığı kabul etmiştir. Süryani
olarak kalan kesimi se 1392' de Timur'un istilasından
sonra Mardin’e göç etmiştir.
Yavuz Sultan Selim 1514’de Şah İsmail'e karşı kazandığı Çaldıran savaşından kısa bir
süre sonra D.Bakır ve Mardin illerini ele geçirmek ile bu
yerleşim yerlerini de Osmanlı Devletine katmış oluyordu.
Ayrıca şu anda harabe durumunda bulunan Derametinan kalesi çok eski bir yapı olduğu,
Timurlenk tarafından Mardin ve Diyarbakır’ın
alınışı sırasında bölgeye yaptığı keşifte ve kendisine geçit vermeyen Derametinan kalesinin
fethini istemişti. Kale 150 Metre yüksekliğinde
bir tepenin üzerinde kartal yuvası gibi kurulmuş güneyden kuzeye doğru uzanan vadiye ve
kervan yoluna hakim durumda idi. Timur’un
orduları kaleyi ancak 20 günde zaptederek geçit sağlayabilmişlerdir.Kalede 150 kişilik bir
kuvvet bulunmakta ve saldırılara karşı koyabilecek
bir tarzda inşaa edilmiştir.Bir Bizans eseri olan bu kale günümüzde bir harabe durumunda
bulunmaktadır.
İlçe sakinlerinin daha önceleri Hıristiyan olduğu ve burada çeşitli aile guruplarının yaşamış
oldukları bilinmektedir. Bunlar Cançoyi, Yakupli,
Bileçki ve Hani ile Kulptan gelenler ile birlikte dört ayrı aile gurubu olarak günümüz kadar
bu sosyal yapıyı sürdüregelmislerdir.
Mazıdağı ilçesi daha önce Savur ilçesine ,ardından da Derik ilçesine bağlı bir nahiye iken
9 Haziran 1937 yılında ilçe statüsüne getirtilmiştir. İlçe
"Şamrah" ismini Diyarbakır dan Şam'a giden kervan yolu üzerinde oluşu nedeni ile almıştır.
" Şamrah " Kelimesi Şam’a giden yol anlamındadır.
Mazıdağı ismi ise ,etrafının dağlarla çevrili olması ve bu dağların mazı ağaçları ile kaplı
oluşundan almıştır.
Mazıdağı nüfusu 2013 yılına göre 33.083. Bu nüfus, 16.737 erkek ve 16.346 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %50,59 erkek, %49,41 kadındır.
DARGEÇİT
Dargeçit ilçesi, ülkemizde eski ve yeni uygarlıkların iç içe yaşadığı
nadir ilçelerden biridir. Yukarı Mezopotamya uygarlığının merkezlerinden
olan Dargeçit, kuruluş yeri ve mimari özellikleri olarak dünyada eşine
çok az rastlanan bir yapıya sahiptir.
Hıristiyanlık öncesi ve sonrası çağlara ait uygarlık eserlerin,
Türk İslam kültürü ile kaynaşarak günümüze kadar gelmesi,
güzel bir sentezin ifadesi olarak görülebilir.
Dargeçit ve havalisine ait elde mevcut tarihi belgelerden en
eskileri Asur Kralı I.Adad Nirari ve oğlu I.Salmanasır zamanlarına
rastlar. Bu iki hükümdar devrinden kalma "Kaşairi Dağları " adı
ile anılan mıntıkanın Tur Abidin, yani Mardin-Dargeçit bölgesi
olduğu bilinmektedir. Bu havali ile ilgili diğer bir coğrafi deyim "İzala" dır.
Bölgede bulunan çivi yazılı tabletlerde ve Bizans, Roma kaynaklarında
Mardin-Dargeçit eşiğinin güney yamaçları İzala olarak tabir edilir.
Milattan sonra II.yüzyılda Yunan yazarlarından Arrianus ve Ptolemaevs
bahsedilen Masios dağı da Mardin-Dargeçit arasındaki coğrafi bölgeden
bahsetmektedir.Milatan sonra IV.yy tarihçilerinden Antakyalı Ammianus
Mercellinus eserlerinde Mardin-Dargeçit arasındaki coğrafi bölgeden
bahsetmektedir.Bu da Dargeçit tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir.
Dargeçit ilçesinin tarihi, Türklerin Ortaasya'dan göçüp Anadolu'ya
gelmeleri ile başlar. Orta Asya'dan göç eden Türklerin bir kısmı
Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan yere
yerleşmişlerdir. Anadolu'ya gelen Türkler "Eti" Türkleridir. Etiler(Hititler)
Orta Asya'da iken çobanlık ve tarımla uğraştıklarından gittikleri yerlerde de
bu işle uğraşmak için verimli toprakları ve su boylarında kendine yurt edinirler.
Eti devletini kuran Mitanni'ler bölgeden geçerlerken, hayvanlarına barınak
yeri yapmışlardır. Daha sonra Orta Asya Türklerinin öncü göçebeleri olan konuk
Türkler bölgeyi ele geçirmişlerdir. Konuklar asırlar boyunca hakim olmayı başarmışlardır.
Milattan önce 500-1000 yılları arasında bölge bir çok kavimlerin istilasına uğramıştır.
Makedonyalılar, Persler, Romalılar, bölgeden gelip geçmişlerdir. Dargeçit ilçesinin
asıl meskun bir hale yani bölge olarak kuruluşu bu devreye ve özellikle "Selefkuslar"
devrinden başlar. Milattan sonra 5.yy kadar Hıristiyanlığın bölgeye hakim olduğu görülür.
Ancak İslamiyet'in yayılışı ile birlikte Arap akınları başlamış, VII.yy' da Halit İbn-i
Velid komutasındaki Arap orduları bu bölgeyi ele geçirmişlerdir. Abbasilerin bölgeye
hakim olmalarıyla imar hareketine başlamış, Harun Reşit zamanında Dargeçit ve
köylerinin çoğu kurulmuştur.
Milattan sonra X.yy'da Büyük Selçuklu devletinin yıkılışı ile birlikte bölgeye
Artuk'lular hakim olur. Melik Sökmen devrinde (II.yy) Artuklu devleti gelişerek
batıda Halep, doğuda Musul ve Bitlis, kuzeyde Harput (Elazığ), güneyde
Darzoru'ya kadar hakim olur.
1401 yılında Timur'un Mardin'i istila edip Artuklu hükümdarı Sultan İsa'yı
esir alıp Semarkant' a götürmesinden sonra Artuklu devletinin bölgedeki
hakimiyeti sona erer. Timur, Sultan İsa'yı vergi ödemek şartıyla bırakmıştır.
Dargeçit ilçesi 1986 yılına kadar Mardin ilinin Midyat ilçesine bağlı bir
nahiye iken 1987 yılında çıkarılan 3392 sayılı kanunla Midyat ilçesinden
ayrılarak ilçe statüsünü kazanmıştır.
Dargeçit, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin güneyindeki Mardin iline bağlı
şirin bir ilçe merkezidir. Yüzölçümü yaklaşık olarak 550 km2'dir.Ortalama
rakım 900m civarındadır.Doğusunda Şırnak ilinin Güçlükonak ilçesi,
batısında Midyat, Kuzeyinde Batman iline bağlı Gerçüş, güneyinde ise
Şırnak iline bağlı İdil ilçesi bulunmaktadır.
Dargeçit nüfusu 2013 yılına göre 28.891'dir. Bu nüfus, 14.315 erkek ve
14.576 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %49,55 erkek, %50,45 kadındır.
SAVUR
Savur İlçesi tarihi bir dokuya sahip, Mardin’e benzeyen şirin bir ilçedir.
Dağ yamacına kurulu hükümran konumu ve binalardaki taş işçiliğinin
mükemmelliğiyle dikkat çeker. Mezopotamya’ya hakim olan kavimler
burayı da etkilemişlerdir. İlçenin tarihi Etiler’e kadar uzanmaktadır.
Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyetinin, Sasani ve Melikşah
dönemlerini yaşamış olan ilçemiz il merkezine 47 km. uzaklıktadır.
Savur ilçesinin merkezi, Kalesi, Kaya evleri, Eski Ulu Camii, Romaniye
ve Mor Yuhanın(Dereiçi Köyü) Kiliseleri, Türbeler ve Başkavak Köprüsü
ile adeda usta bir el tarafından işlenmiş tarihi bir site görünümündedir.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Pınardere, Sürgücü, Yeşilalan
kasabalarında dört belediye idaresi vardır.
Kavakçılık, tahıl ekimi, bağcılık, sebzecilik önemli gelir kaynaklarıdır.
Fıstık ve kiraz yetiştiriciliği gelecek vaadetmektedir. Yörenin tek Şarap
Fabrikası atıl durumdadır. Savur, dünyaca ünlü üzümler diyarıdır.
YEŞİLLİ
Köklü bir tarih, genç bir ilçe, cennetin güzel meyvelerini
kıskandıran kiraz bolluğu ve misafirperverlik...
Mardin merkezinin kuzeydoğusunda yer alan Yeşilli,
doğanın cömertçe oluşturduğu yemyeşil bir vadinin
içinde mesire yerleriyle ün salmış bir ilçemizdir.
Romalılar devrinde yapılmış su kanalları, çeşmeler,
bentler ve değirmenler görülmeye değerdir.
Bahçe kültürü son derece gelişkin olan ilçede
yeşillikler içinde kasırlara rastlamak mümkündür.
2013 yılı TUİK verilerine göre Yeşilli İlçesi
Toplam Nüfusu 16.877'dir. İlçe merkez nüfusu 13.108'dir.
İlçedeki toplam erkek nüfusu 8.624, toplam kadın nüfusu 8.253'dür.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ARTUKLU
Mardin ilimiizin 2014 yılında büyükşehir olmasıyla birlikte mardin merkez
yeni bir ilçe olarak artuklu adını almıştır. 2013 yılı TUİK verilerine göre Artuklu ilçesi toplam nüfusu 148.877'dir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|